Atatürk’ün milli mücadeleyi başlatmak için Samsun’a ayak bastığı tarih, O’nun aynı zamanda ”doğum günüm” dediği gündü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ”Doğum Günüm” dediği 19 Mayıs’ta düzenlenen kutlamaları, ”Jimnastik Şenliği” adı altında yalnızca bir kez izleyebildi.
İlk resmi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ise Büyük Önder Atatürk’ün ebediyete intikalinden sonra 1939 yılında kutlandı.
Atatürk’ün, Milli Mücadele’nin başlaması dolayısıyla kendi doğum günü olarak ilan ettiği ”19 Mayıs”ta, Samsun’da ”muazzam tarihi bir gün” olarak yerel törenler düzenleniyordu.
”20. Asır” mecmuasının 19 Mayıs 1953 tarihli sayısındaki yazıya göre, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastığı o gün, kent baştan başa donanır, dükkanlar kapanır, Samsunlular akın akın Belediye Meydanı’nda toplanır, törenleri izlerlerdi. Gece de her yan ”pırıl pırıl” aydınlatılır, milli oyunlar oynanır, konferanslar, ”müsamereler” verilir, Gazi saygıyla anılırdı.
Samsun’un bu ”uğurlu günü” kutlama törenleri, her yıl artarak 1936 yılına kadar sürdü. Bu yılda Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak bastığı kıyıya ”Gazi Heykeli” dikilince, kutlamalar, artık ”bütün şehri ve limanı yerinden oynatan” bir duruma dönüştü.
”20. Asır” mecmuasının söz konusu sayısında, Anıt çevresindeki ”19 Mayıs 1936” sabahı şöyle anlatılıyor:
”Sabah anıt önünde, Gazi’nin büstünü taşıyan bir motor önde olduğu halde, birçok donanmış ve hıncahınç insan dolu motorlar açıktan hareketle, havai fişekleri, top ve bando sesleri ve alkışlar ortasında Gazi iskelesine doğru gelirler. Burada karaya çıkılır ve bekleşen on binlerce insanla birlikte, iskeleye gerilmiş siyah perde yırtılır, nutuklar irat edilir ve önde Büst olmak üzere, evvela heykelin önünde İstiklal Marşı ile durulur, çelenkler konur, sonra belediye, parti (CHP) ve halk evine gidilir, nutuklar dinlenir; gece de karada ve denizde şenlikler, fener alayları yapılır. Belediye salonunda da (Şükran Balosu) verilirdi.”
19 Mayıs’ın yurt çapında bir ”Bayram”a dönüşmesinin öyküsü ise Selim Sırrı (Tarcan) Bey’in girişimiyle 1928 yılında ilk kez İstanbul’da düzenlenen ”Jimnastik Şenlikleri”ne dayanıyor.
”Bir nevi mektepler bayramı” şeklindeki bu şenliklerde kızlarla erkekler ayrı ayrı sahaya çıkıyorlardı. Bu şenlikler, 1936’da 19 Mayıs’a denk getirildi ve ”millete mal edilerek” gençlik bayramı niteliğini kazandı.
İstanbul’da bulunmasından ötürü bu şenliğe katılamayan Atatürk, ertesi gün Anadolu Ajansı aracılığıyla ”19 Mayıs gününün yıldönümü münasebetiyle vatandaşların yüksek duygularını bildiren yazılara ve bugünü kutlamak için yapılan spor bayramında gençliğin gösterdiği heyecan ve bağlılığa” teşekkür etti. Atatürk, 1937 yılında da ”Ankara Stadyumu”nda yapılan törende ”milletin sevgi ve bağlılık duyguları”nı ileten İçişleri Bakanı ve CHP Genel Sekreteri Şükrü Kaya’ya ”teşekkür telgrafı” gönderecekti. İngiltere Kralı VI. George da Atatürk’e ”doğum yıldönümü” dolayısıyla kutlama telgrafı göndermişti.
Atatürk, 1938 yılında Ankara (19 Mayıs) Stadyumu’nda, ”Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilk kez yapılan gösterileri hasta olmasına karşın izledi.
Atatürk, gençlerin spor gösterilerini izlerken yanında konuğu Yugoslav generali Nediç vardı. Şair Mithat Cemal (Kutay) o ”19 Mayıs”ı, Atatürk’ün çok beğendiği şu dörtlükle dile getirmişti: ”Bazı biçaredir sıfırlardan / En müselsel asırların sayısı. / Bazı bir günde bir asır vardır: / Mesela Türk’ün 19 Mayısı.”
KAYNAK: https://www.ntv.com.tr/turkiye/19-mayis-atanin-dogum-gunum-dedigi-tarih,cj6s3wGwf0KvkxTcNErsZA