BİZ KİM MİYİZ DOSTLAR? BU YAZIDA BELKİ BİRAZ BİZİ ANLATABİLİRİZ.

Hayatını voleybola adamış bir adam bu yolda canla başla çalışıp kulübünün 10. yılında tırnaklarıyla kazıya kazıya uğrunda kalp krizleri geçirerek bu kulübü buralara getirdi.KİMSENİN PARASINI YA DA BAŞARISINI KENDİNE ÇIKAR OLARAK KULLANMADAN HEM DE.

Sezon başında mütevazı şekilde kurulmuş takımımızla ligi orta sıralarda götürüp genç oyuncularımızı parlatmak ve Türk Voleyboluna kazandırmak için yola çıktık. Hiçbir bütçe yoktu, hiçbir sponsor desteği yoktu, hiçbir maddi destekçimiz yoktu.

BİZİM TAKIMIMIZ KİMSENİN YALAKASI OLMADAN SADECE HALİL HOCAMIZIN SAĞLADIĞI PARALARLA AYAKTA KALMIŞTIR. ONUN DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEYEN YALAN SÖYLEMEKTEDİR.

Kafamızdaki bütçe doğrultusunda üç transfer gerçekleştirebiliyorduk. Bunların hem genç hem de tecrübeli oyuncular olması gerekiyordu. Bu doğrultuda geçen sezonun şampiyon takımından üç oyuncu transferi gerçekleştirdik. Yanlarına son iki sezonu başka takımlarda geçirmiş kendi yetiştirdiğimiz Melis’i ekledik. Takımımız hazırdı, aralarına genç oyuncularımızı da ekleyip sezonu açacaktık. Seramiksan yetkilileri yardımıyla Çağla Cinan da kadromuza katılmıştı. Bu bağlantıları günümüzde pek çoğunun unuttuğu bir şeyle yapıyorduk: DOSTLUK. Bir de üstüne Gelişim Koleji’nde sıkıntıları olan Aleyna’ yı da kadromuza katınca, kadromuz oldu herkesin gözünde favori.

Hedef bir birim büyüyerek altyapımıza daha faydalı olmaktı. İlk devrenin sonlarına doğru yine geçmişten gelen DOSTLUKLARDAN yola çıkarak Trabzon’dan sıkıntılı bir şekilde ayrılan Osman Uraner hocamızla yollarımızı birleştirdik. Bu vesileyle tüm Türkiye Voleybol camiası Özateş ismini duymuş oldu. Nasıl oldu bu da Osman Uraner Özateş’ e gitti? Söyleyelim, ama DOSTLUK BİLMEYENLER ANLAYAMAZ…

Hazal Şener hocamızla beraber kadromuza dahil oldu. Sırada Fatma Beyaz vardı ama üst ligden talepleri olan sporcumuz parayı elinin tersiyle itip kulübümüze transfer olmuştu. Yazıda kaçıncı kere  DOSTLUKtan bahsettik, sayabildiniz mi?

Sezon hedeflerine ulaşan takımımız bir de play-off turunun yarı finallerinde üçte üç yapınca, bütün herkes tarafından favori gösterilmeye başlandı. Muğla’daki finallerin ilk gününde DOSTUMUZ Bergama Doğa Koleji’ni yenince herkes haber yapmaya başladı: Özateş 1. lig ‘de diye. İkinci gün Halkbank takımının kazandığı maçta takımımız sezonun en kötü oyununu oynadı ve rakibimiz hak ettiği bir galibiyet aldı.

BURAYA KADAR HER ŞEY ÇOK NORMAL VE GÜZEL..

Ama bu deneyim bize başka pek çok şey daha öğretti. Örneğin dost gözükenlerin gerçek yüzlerini gördük, yanımızdaki insanların kendi çıkarları için yanımızda olduğunu fark ettik. Biz DOSTLUK için yaşayan saf insanlarız, onların içten pazarlığını, çıkar için neler yapabileceklerini öngöremedik.

Başarı olduğunda yanımızda fotoğraf karelerine sığmayan arkadaşlarımız varken, başarısızlık gibi gözüken anlarda karede sadece Osman Hoca, Halil Hoca ve Yusuf Hoca olarak kaldık. Önemli değildi, biz ne olursa olsun işimizi yaptık.

Finalde Keçiören bld. ile karşılaşıyorduk. Rakip iki maçını kazanmış üst ligi garantilemişti ve bize KARDEŞLERİMİZ diyorlardı. Çünkü Menajerleri Halil Hoca’nın 40 senelik arkadaşı ,Yusuf Hoca’yı oğlum diye çağıran biriydi. Yardımcı antrenörleri Halil Hoca’nın eski sporcularından biriydi.

Biz kimseden bir şey beklemeden, herhangi bir şahibe olmasın diye yalnız bir araya bile gelmedik. Çıkıp hakkımızla oynumuzu oynar, nasip olursa bileğimizin gücüyle maçımızı alırız diye düşündük ve sahada da bunun için canla başla mücadele ettik.

AMA PLANLAR ÇOKTAN YAPILMIŞTI..

Proje takımı diye adlandırılan Halkbank takımı ve antrenörleri hakeme ve bizim sporcularımıza Keçiören takımının arkasında ettikleri ağıza alınmayacak sözlerle Türk Voleyboluna yaptıkları hizmeti kendince kanıtlamış oldular.15 – 16 yaşındaki bu başarılı gençlerin başlarında antrenör ve yöneticileri varken yaptıkları, Halkbank istatistikçilerinin maç boyunca Keçiören Bld. Antrenörleri için tuttukları istatistikler aralarındaki işbirliğini her türlü gözler önüne seriyordu.

HER ŞEY KURULMUŞ ZATEN MAÇ FORMALİTE

Bunlara rağmen takımımızın ortaya koyduğu mücadele ile maç sayısını atmayı bildik ama olmadı. Osman Hocamızın bir sözü vardı geldiğinden beri söylediği ‘HEPSİ TOPLANIP GELSİNLER, MAÇI DA KENDİLERİ YÖNETSİNLER, BİZİ YENEMEZLER’. Gerçekten de dediği gibi oldu ama o maç sayısı içeri düşmedi.

BİZ KAZANDIK, ONLAR KAZANDIKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR

Play-off’tan şerefimiz ile başımız dik ayrıldık. Kimsenin torpillisi veya maşası olmadık. Birilerinin yalakası olan o arkadaşlar biz seneye yine çıkarız peki SİZ NEREDE OLACAKSINIZ? YEDİĞİ KABA YAPAN  İZMİRLİ İKİ OYUNCU ARKADAŞIMIZ! AYNI MENAJERİN OYUNCULARI İKEN FİLENİN ALTINDAN KIZLARIMIZA ETTİĞİNİZ KÜFÜRLERDEN SONRA İZMİRLİYİM DİYEBİLECEK MİSİNİZ? SİZE BUNLARI YAPTIRANLAR SENEYE SİZİ TANIYACAK MI YA DA BUNLARI YAPMANIZ İÇİN KAÇ PARA ALDINIZ YA DA SENEYE ALACAKSINIZ?

 

BU KADAR ÇİRKİNLİĞE RAĞMEN BALIKESİR DSİ ANTRENÖRÜ VE YÖNETİCİLERİ,

DOĞA KOLEJİ ANTRENÖRÜ VE BAŞKANLARI GİBİ BÜYÜK DOSTLAR KAZANDIK.

VE SON TEŞEKKÜR BAŞ ANTRENÖRÜMÜZ OSMAN URANER’E

Hakkında kim ne söylüyorsa yalancıdır. Sen voleybol camiasındaki en delikanlı ve yürekli adamsın. Gözümüzü açtığın, bizleri safralarımızdan kurtardığın, sezon boyunca göstermiş olduğun mütevazılık ve eğiticiliğinden dolayı sana sonsuz teşekkür ederiz. Senden çok şey öğrendik.

DURMUYORUZ DEVAM … GÜÇLENİP GERİ GELECEĞİZ…